Zihinsel Engelli Bireylerin Eğitimi
Eğitimin Faydaları
♦ Zihinsel engelli bireyler alacakları eğitim ile günlük işlerini yapabilir, akademik destekle öğrenim hayatlarını devam ettirebilirler.
♦ Bireyin engel düzeyine bağlı olarak öz bakım becerileri ve günlük yaşam becerileri modülleri ile günlük ihtiyaçlarını(yemek yeme, el-yüz yıkama, kıyafet giyme…) tek başına gidermesi öğretilir.
♦Toplumsal yaşam ve sosyal hayat modülleri ile toplum içinde, farklı ortamlarda, sosyal hayatında nasıl davranacağı, insanlarla nasıl iletişim kuracağı öğretilir.
♦ Bilişsel becerilere hazırlık modülü ile bireye göz teması kurması, nesne takibi yapması, hareketleri ve sesleri takip etmesi gibi konularda destek olunur.
♦ Dil gelişimi ve konuşmasında bozukluk(fonolojik, artikülasyon bozukluğu vs) veya gerilik olan bireyler için uygulanan dil konuşma ve alternatif iletişim becerileri modülü bireyin sesin kaynağını bulmasını, sözel veya sözel olmayan yönergeleri yerine getirmesi gibi becerilerini geliştirmesini sağlar.
♦ Psikomotor beceriler modülü başlığında ise bireyin oturma-yürüme davranışı edinme, nesneleri üst üste dizme, nesne-renk ilişkisi kurma, sınırlı alanı boyama gibi büyük ve küçük kaslarını geliştirmeye yönelik destek sağlanmaktadır.
Nasıl Ortaya Çıkar ?
Zihinsel yetersizlik ,bireylerde farklı nedenlerle ortaya çıkabilir. Doğum komplikasyonları, ateşli hastalıklar, travma ve kazalar ve genetik bu etkenler arasındadır. Yani; zihinsel yetersizliğin nedeni doğuştan, doğum sırasında ya da sonradan oluşan bir durum olabilir. Zihinsel yetersizlik hafif, orta ve ağır düzeyde olmak üzere üç gruba ayrılabilir.
Zihinsel yetersizlik başını tutamama, emme refleksinin gelişmemesi, nesne-ses takibi yapamama, oturmada, yürümede, konuşmada yaşıtlarından geri olma gibi belirtilerle aile tarafından erken fark edilebilir.
Zihinsel Yetersizlik Durumu Fark Edildiğinde Ne Yapılmalı ?
Çocuğun durumu fark edildiğinde öncelikle çocuk saklanmamalı, etiketlenmesine izin verilmemeli(aile ya da çevre tarafından), aile kendini suçlamamalı ve aynı şekilde çevrenin de aileyi suçlamasına izin verilmemeli; bunun için de aile ve çevre bilinçlendirilmelidir. Zihinsel yetersizlik akıl hastalıklarıyla karıştırılmamalıdır.
Zihinsel yetersizliği olan çocuğun eğitimine durumu fark edildiği anda başlanmalıdır. Çocuğun eğitimi diğer çocuklardan ayrılmadan, farklı olduğu vurgusu yapılmadan verilmelidir. Ailenin verdiği eğitimin yanı sıra çocuğun kurumsal olarak da eğitim alması gerekir. Bu çocuklar okul çağında devlet okullarının özel alt sınıflarında eğitimlerine başlayabilirler. Bunun yanı sıra özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde devletin sağladığı bireysel eğitimlerden de faydalanabilirler. Bu çocuklarımızın eğitiminde süreklilik çok önemlidir. Çocuğun eğitimi başladıktan sonra aile ve öğretmen iş birliği içinde olmalıdır. Eğitim sırasında, çocuğu rencide etmemek ve özgüvenini arttırmak adına aile de öncelikle çocuğun yapabildiği şeylerin üzerine düşmeli, sonra yapamadığı ya da yapmakta zorlandığı şeyler basitten karmaşığa doğru sıralanmalıdır. Zihinsel yetersizliği olan çocuklarda eğitimin oyunla verilmesi hem çocuğun sıkılmasını engeller hem de eğitime daha istekli hale gelmesini sağlar.
Bedensel Engelli
Doğum öncesi, doğum anı ya da doğum sonrası bir nedene bağlı olarak oluşan ve bütün düzeltme işlemlerine rağmen iskelet (kemik), kas ve sinir sisteminde meydana gelen bozukluklara bedensel engel (ortopedik engel) denmektedir. Bu engelden dolayı, eğitim performansında ve sosyal uyumunda problemler yaşayan bireyler ise, bedensel engelli (ortopedik engelli) olarak adlandırılmaktadır.
Bedensel Engelin Tedavisi
Bazı bedensel engele neden olan durumlar, cerrahi müdahale ile kısmen veya tamamen tedavi edilebilmektedir. Bazı bedensel engelli bireyler ise uzun süreli fizyoterapi desteğine ihtiyaç duymaktadır.
Bedensel Engelli Bireylerin Eğitimi
Bedensel engelli bireylerin eğitimleri ise, engel durumlarına uygun eğitim ortamlarında dezavantajları asgari düzeye indirilerek gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Eğer bireyde bedensel engel ile birlikte zihinsel engel de görülüyor ise özel eğitim desteği alınmalıdır.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ DESTEK EĞİTİM PROGRAMI
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN TANIMI
Öğrenme güçlüğü, bir çocuğun zekası normal yada normalin üstünde olmasına rağmen dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade
etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinde yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Bu kişiler çoğunlukla
dinlerken zorlanırlar, dinlediklerini özümseyemezler, bildiklerini sözlü ve yazılı olarak ifade edemezler; başta sözel ve görsel beceriler
olmak üzere çeşitli beceri alanlarını bir arada kullanmakta sorun yaşarlar. Özel öğrenme güçlüğü yaşayan kişiler , okurken ve
yazarken hatalar yapabilirler, okuduklarını anlayamazlar, düşüncelerini yazamazlar; matematik kavramları zayıf olabilir.
Öğrenme ve algılama sorunu çocuğun doğumu ile başlar. Eğitim süreci içinde edinilemez. Yaşam boyu süren bir bozukluktur. Dil
gelişimi ve kullanımı, konuşma, okuma-yazma, matematik becerilerini etkileyen bir sorun olduğu için, bireyin eğitimini, mesleğini,
sosyal ilişkilerini, günlük aktivitelerini, benlik saygısını etkiler.
Çocuğun zihinsel yeteneği olmasına rağmen, akademik açıdan gerilik göstermesi, öğrenme güçlüğünün en çarpıcı özelliğidir.
Birçok çocuk için öğrenme güçlüğü okula başladıklarında ve akademik beceriler kazanmakta başarısız olduklarında göze çarpar
Görülme olasılığı erkeklerde kızlara oranla 4-6 kat daha fazladır.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN NEDENLERİ
Öğrenme güçlüğünün bazı nedenleri;
1.Beyin Hasarı
Hamilelik, doğum yada doğum sonrası ilk aylarda bazı risk faktörlerinin merkez sinir sisteminin olumsuz etkilendiği bildirilmektir.Bu
faktörler ciddi derecede etkili olduğunda bebeğin ölümüne neden olabileceği gibi, orta derecede zeka geriliklerine yol açabilmekte
hafif derecede ise öğrenme bozukluğuna neden olabileceği ileri sürülmektedir.
2.Kalıtımsal Nedenler
Bazı araştırmacılar, öğrenme bozukluğu olan çocukların ve gençlerin %-60’ında sorunun katılımsal olabileceğini ileri sürmüşlerdir.
3.Nörolojik Fonksiyonlarda Bozukluklar
Bazı araştırmacılar öğrenme bozukluğunun birden çok alanda işlev bozukluğunun bağlı olduğunu ileri sürmektedirler. Öğrenme
sürecini açıklamak için 4 aşama tanımlamaktadır.
a) Giriş aşamasındaki bozukluklar
Bu aşama, gelen bilgilerin uyarıların duyu organlarından beyine girmesi, algılanmasıdır. Bu aşamadaki bozukluklar görsel, işitsel,
mekansal, dokunsal algı bozukluklarıyla ilgili olabilirler. Harfleri ters dönmüş (b-d, 6-9, u-n , gibi) algılayabilirler. Tüm sözcüğü ters
çevirebilirler (çok yerine koç yapabilirler.) Benzer sesleri karıştırır (f-v , b-m gibi)yönergeleri dinlemekte zorlanabilirler. Bu kişiler
yönleri karıştırabilir, uzaklıkları algılayabilirler.
b) İşlem Aşamasındaki Bozukluklar
Bu aşamada görme, işitme vb ile beyne gelen bilgiler, beyne yerleşmeye başlar.Bunun içinde kişinin gelen yeni bilgilerle eski bilgiler
arasında bağlantı kurabilmesi, onları doğru kutulara yerleştirilmesi gerekir.Bunun içinde kişinin genel bilgileri sıraya koyabilmesi,
soyut kavramlar oluşturabilmesi, neden-sonuç ilişkileri kurması gerekir. Örneğin portakal bir bitkidir, lalede bir bitkidir ve ikisi
arasında bazı ortak özellikler vardır. Veya şu anda mart ayındayız haziran ayına 3 ay kaldı gibi. Bu aşama gelen bilginin
kaydedilmesi , organize edilmesi, anlaşılması ve işleme koyulup yorumlanmasıdır. Bu aşamada sıraya koyma, soyutlama ve
organizasyon gerçekleşir. Öğrenme bozukluğu olan kişilerde bu becerilerin birinde ya da tümünde bir bozukluk söz konusudur.
Günlerin, ayların alfabedeki harflerin karıştırılması tipiktir.
c) Bellek (depolama) aşamasındaki bozukluklar
Bu aşamada anlaşılan bilginin tekrar kullanılmak üzere depolanması söz konusudur. Öğrenme bozukluğunda daha çok kısa süreli
bellek bozuklukları görülür. Kısa süreli görsel işitsel bellek bozuklukları genellikle birlikte ortaya çıkar.
d) Çıkış aşamasındaki bozukluklar
Bu aşama , beynin bilgiyi mesaj olarak hücrelere, kaslara dil yada motor etkinlik alanlarına göndermesi sürecidir. Öğrenme
bozukluğu yaşayan kişi bir konuyu anlatmaya çalışırken yazarken, okurken bir problemi çözmek için plan oluştururken güçlük yaşar.
Çıkış aşamasındaki zorluklar öğrenme bozukluğunun fark edilmesini sağlar, okurken motor alanında yazı yazarken , ip atlarken,
bisiklete binerken güçlük yaşarlar.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN TANISI
Psiko-Pedagojik değerlendirme
Bu değerlendirmede zihinsel(bilişsel)akademik, psikolojik ve nöro-gelişimsel işlevler incelenir.
Değerlendirmede anne-baba ile görüşme, çocuğun gelişimsel öyküsünün alınması, gözlem, okuldan ve öğretmenden alınan ve
herhangi alanda bozukluk olduğunun saptanması için kullanılan bireysel testlerden yararlanılır. Değerlendirme ve tanı hangi sorunlara
psiko-pedagojik çerçevede bir terapi uygulanacağına ve hangi tekniklerin kullanılacağına karar verilmesini de sağlar.
Ailenin değerlendirilmesi
Anne- baba tutumları , beklentiler aile içi etkileşimler değerlendirilir. Aile içinde benzer sıkıntı yaşayan kişilerin olup olmadığı
araştırılır.
Psikiyatri değerlendirmesi
Gerekli olduğu durumda bir çocuk psikiyatrisinden çocuğu psikiyatrik açıdan değerlendirmesi istenir; belli durumlarda ilaç kullanımı
düşünülebilir. Çocuk psikiyatristinin herhangi bir sorun olmadığı konusunda görüşleri alınır.
Tıbbi değerlendirme
Çocuğun öğrenmesini etkileyen tıbbi bir sorun olup olmadığını anlamak için nörolog yada başka uzmanlardan yardım alınabilir.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN TÜRLERİ
Öğrenme güçlüğü olan çocuklarda ortak birçok özellik olsa da bu bozukluk genellikle öğrenmenin bir alanında daha ağırlıklı olarak
ortaya çıkar. Bazı çocuklar okuma alanında daha çok zorlanırken, bazıları yazı yazmada, bazıları da aritmetik alanında daha ağırlıklı
olarak zorluklar yaşayabilirler.
Gelişimsel Konuşma ve Dil Güçlüğü
Dil alanındaki zorluklar genellikle öğrenme güçlüğünün ilk habercisidir. Bu kişiler konuşmayı bir iletişim aracı olarak kullanmada çok
becerikli değillerdir; isteklerini veya düşüncelerini düzgün bir dille ifade etmede ve kendilerini anlatılan bir konuyu tam olarak
kavramada zorluk yaşayabilirler.
Akademik Beceri Güçlüğü
Okuma Güçlüğü
Bu sorunun diğer adı da ‘disleksi’dir. Okumayı öğrenmek için yerine getirilmesi gereken aşamalar oldukça karışıktır.
Kişinin sayfa üzerinde belli bir yere odaklanması ve göz hareketlerini sayfa boyunca kontrol etmesi gerekir.
-Harflerle eşleştirecek sesleri öğrenmesi gerekir.
-Sözcüklerin anlamını ve grameri bilmek gerekir.
-Okunan metinle ilgili fikirler ve imgeler oluşturmak gerekir.
-Bilinen konularla yeni öğrenilen konuları birleştirebilmek gerekir.
Eğer bir çocuk bu alanlardan bazılarında zorlanıyorsa, okumayı sökmede ve okuduğunu anlamada da zorluklar yaşayacaktır.
Yazma Güçlüğü
Yazılı ifade, iletişimin en üst düzey ve en karmaşık halidir. Yazılı ifade, sözel dili kullanmayı ,okuma yeteneğini, kelimeleri hatasız
olarak yazabilmeyi , yazım kurallarını bilmeyi ve ifade edilmek istenen konuyu ya da düşünceyi okuyan kişiye de anlamlı gelecek
şekilde planlamayı gerektirir. Bu alanlardan bazılarında zorlanan bir çocuğun duyduğu bir metni yazıya dökerken veya zihninden bir
kompozisyon oluşturup yazarken bir takım güçlüklerle karşılaşması doğaldır.
Yazma Becerisi, yaşıtlarına oranla el yazısı okunaksız ve çirkindir.Sınıf düzeyine göre yazı yazması yavaştır, yazarken bazı harf ve
sayıları, kelimeleri ters yazar, karıştırır b-d, m-n, i-i, 2-5, d-t, g-g, g-y, ve-ev gibi .Yazarken bazı harfleri, heceleri atlar yada